Arşiv

Posts Tagged ‘sosyal devlet’

Hasta & Doktor

Burası Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji yatan hasta katı -diğer servislerin de pek farklı olabileceğini düşünmüyorum-…

Beyni besleyen kan damarları yırtılmış, tıkanmış veya pıhtı atması nedeniyle beyin dokusu hasar görmüş hastaların yattığı servis… Ve refakatçilerinin; eşlerinin, çocuklarının, kardeşlerinin, annelerinin, babalarının…

Tümünün beklentisi, umudu tabii ki sağlıklarına yeniden kavuşabilmeleri. Doğal olarak ve yurttaş olarak gelişmelerle ilgili bilgi edinme, samimiyet, ilgi, güler yüz en temel hakları…

Oysa uzman doktor ara ki bulasın!
-Giderlerse gitsinler öyle mi?-
Olana da ulaşabilmek ne mümkün!
Ve üstüne üstlük tüm duyarsızlıklarıyla odalarının kapısına,
‘Doktor odasıdır! İçeri girmeyiniz!’
‘Hasta ve hasta yakınlarının girmesi yasaktır!’
‘Kapıyı BİR KEZ çalıp, bekleyiniz!’
-Kapıyı BİR KEZ çalıyoruz, açılıyor mu? Tabii ki açılmıyor. Doktor içeride mi, bilmiyoruz. Soruyoruz, bilen yok.-

Peki ya asistan doktorlar?
Ne de doğru söylemiş Atalarımız!
“Üzüm üzüme baka baka kararır.”

Berkin Elvan

Berkin Elvan’ın doğum günü!
Çocuklara sıkılan hangi kurşun kahpe değildir?

Mustafa Kemal

Mustafa Kemal
“…
Elsiz ayaksız bir yeşil yılan
Yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal
Hani bir vakitler Kubilay’ı kestiler
Çün buyurdun kesenleri astılar
Sen uyudun asılanlar dirildi
Mustafa’m Mustafa Kemal’im
…”
– Attila İlhan

Dimdik Ayaktayız

“Umutsuz durumlar yoktur,
umutsuz insanlar vardır.
Ben hiçbir zaman umudumu kaybetmedim.”

– Mustafa Kemal Atatürk

Deprem! Mühendislik İmtihanı!

Doğru bir tespitte bulunmuş Nietzsche: “Depremin imtihan olduğu doğrudur Ama din imtihanı değil mühendislik imtihanıdır.”

• Hatay’ın Erzin İlçesinde yıkılan bina yok. Can kaybı yok. Yaralı yok. Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu tek bir kaçak yapıya izin vermemiş, kaçak inşaatları mühürlemiş.
“Memleketin tek doğrusu sen misin” demişler Başkan’a…

• Hatay’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğü binası hakkında yıkım kararı çıkarılması, şehirde usulsüz biçimde inşa edilen yapılara dair delillerin karartılması şüphelerini gündeme getirdi.

Çağdaş Hukukçular Derneği, enkazda buldukları dosyaların, “çürük yapılara onay verip, gerekli yaptırımları uygulamayıp, depremin bir felakete dönüşmesinin sorumlularına işaret ettiğini” söylüyorlar…

Richard Dawkins de bir başka yorumla noktayı koymuş sanki: “‘Tanrı yaptı,’ demek kolaydır; böylelikle, soruyu cevaplamamıza gerek kalmaz.”

Yalnız Ölmek

Depremin, o büyük felaketin hemen ardından bir de meydanlardan, ekranlardan, o azarı, o küfürleri işitmeseydik, o nefret dolu bakışlara maruz kalmasaydık. Ayıp olmadı mı? Oysa az önce ölmüştük.

İnsan

Gördük ki sadece ölenler ölü değil ülkemizde. Hepimiz potansiyel ölüleriz. Altımızdaki fayın keyfine kalmış ömrümüz. Hiç mi hiç yokmuş değerimiz!.. OK

Pozitif Bilim

“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir,
ilim ve fenden başka yol gösterici aramak
gaflettir, dalalettir, cehalettir.”
– Mustafa Kemal Atatürk

Sosyal Devlet

“Temiz bir vicdandan daha yumuşak bir yastık yoktur.”
Fransız Atasözü

“Deprem neden politiktir?” tartışmaları yapılıyor. Yanıt çok açık: Politiktir, çünkü söz konusu olan yaşam hakkıdır…

Sosyal devlet yaşama hakkından kasten kimsenin yoksun bırakılamayacağını, yasaların doğal olmayan ölümlere karşı ve hayatı tehlikede olduğunda insanların korunmasını, özetle yaşamın sürdürülmesini güvence altına alır.


Ülkemizde ise devletin varlığı yaşamlarımız için bir güvence değil, bir tehdidin vücut bulmuş hali. Bir sosyal devletin ne yapması gerektiğini söyleyenler, uyaranlar “Günü geldiğinde tuttuğumuz defterleri açacağız” diye tehdit ediliyor.

#deprem #sosyaldevlet

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti

Bu cumhuriyet kolay kurulmadı! Türkiye Cumhuriyeti’ne ve bu cumhuriyeti kuranlara sahip çıkmak asli görevimiz olmalı…

Adeta yeni bir tarih uyduruluyor…

Fatih’in 1453’de fethettiği İstanbul, 1920’de işgal edildi. Atatürk ve Türk milleti Sakarya’yı, Dumlupınar’ı, Büyük Taarruz’u kazanıp İstanbul’u yeniden vatan yaptı…
Kurtuluş Savaşı kaybedilseydi bugün fethini kutlayacağımız ne İstanbul’umuz, ne Edirne’miz ne de Bursa’mız olurdu…

Cumhuriyetimizin 99. Yılı Kutlu Olsun…