Arşiv
Mutlu, Umut Dolu Yeni Yıl
Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait…
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…
Mevlâna Celâleddîn-i Rumi
2024
‘Yeni Yıl’…
‘Yeni’ sözcüğü içimi üşütür, dondurur oldu sanki. Şu “Yeni Türkiye” çağrışımlarından olsa gerek… Ama ben yine de yeni yıla gülümseyerek girmeye kararlıyım!
Hepimize, yalandan dolandan, yozluktan, yokluktan, yobazlıktan, hırsızlıktan, talandan, hoyratlıktan ayrımcılıktan, şiddetten arınmış bir yeni yıl dilerim…
Her yeni güne sağlıklı, umutlu başlayacağımız, her akşam vicdan sesimize kulak vererek uyuyacağımız, sevdiklerimize sıkı sıkıya sarılabileceğimiz, hayallerimizi ve özgürlüğümüzü yaşayabileceğimiz yeni bir yıl olsun… OK
Atatürk, Kırmızı Çizgimizdir!
“Yurtta sulh cihanda sulh.”
Mustafa Kemal Atatürk
Atatürk, Kırmızı Çizgimizdir!
“Ne Mutlu Türk’üm Diyene.”
Mustafa Kemal Atatürk
Taştan Kuş Olmaz!
Rivayet olunur ki Aristotales; “Bir taşı on bin defa da havaya atsan uçmayı öğretemezsin.” demiş. Çok da doğru söylemiş!
Enerjimizi doğru insanlarla paylaşalım.
Taştan kuş, kuştan da taş olmuyor…
Yeter Artık!
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!…
Uyan uykusu çok gözlerim uyan…
Yolum Sensin
Mustafa Kemal Atatürk…
At binerken, yüzerken, kürek çekerken fotoğrafı var… Konser izlerken, vals yaparken, zeybek oynarken fotoğrafı var… Çocuklarla, köylülerle… Salıncakta sallanırken, traktör kullanırken de… Cepheden cepheye koşmuşluğu da var, kalbine kurşun yemişliği de. Öğretmenliği var, diplomatlığı da… Aşık olmuşluğu da var, rakı içmişliği de…
Işığınla aydınlattığın yolda yürüyoruz, yürüyeceğiz…
Türkiye Cumhuriyeti Laiktir!
Laik Cumhuriyette saltanata, hilafete ve medreselere yer olmadığı gibi tekkelere, zaviyelere, tarikatlara ve cemaatlere de yer yoktur. Laik Cumhuriyet, kuldan “birey”, ümmetten “ulus” yaratmak için “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller” yetiştirir.
Tarikatlarda, cemaatlerde fikir özgürlüğü yoktur, şeyh-mürit ilişkisinde tarikatın ve cemaatin kabul ettiği kör inançlara sorgulamadan biat etmek esastır.
Tarikatlar, cemaatler akılcı, bilimsel, özgür düşüncenin gelişmesine izin vermeyen, donmuş/kalıplaşmış yapılarıyla çağın çok gerisindedir.
Atatürk’ün, tarikatları kapatma nedeni, bunların Türkiye Cumhuriyeti’nin “laik” ve “ulusçu” yapısına aykırı, akıl ve bilimle “çağdaşlaşma” hedefine engel yapılar olmasıydı. Atatürk, uygar dünyada tarikatlarla, cemaatlerle bir yere varılamayacağını 100 yıl önce görmüştü.
30 Kasım 1025 tarihinde de 677 sayılı kanunla “cami ve mescit dışındaki”, tekke, zaviye ve türbeler kapatılmış, tarikatlar ile şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, nakiplik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük, muskacılık gibi san ve sıfatların kullanılması yasaklanmıştır. Bu kanun 13 Aralık 1925’te yürürlüğe girmiştir.
Bugün anayasaya göre devrim kanunları anayasal koruma altındadır. O kanunlardan biri de 677 sayılı kanundur. Dolayısıyla bugün tarikatlar ve cemaatler anayasaya aykırı olarak faaliyetlerini sürdürmektedirler.
Yıtirdiklerimiz
‘Okumuş Adam Sokağı’
İstanbul, Fatih’de bir sokak adı…
Bilebildiğim hatta görebildiğim kadarıyla sokak ya da caddelere veya meydanlara o toplumun yitirdiği tarihi, siyasi, askeri l.., meşhur, önemli isimlerin ya da değerlerin isimleri verilmekte!?
Çok manidar geldi…
Ozan Keçeli 